HAYATI
Osmanlı devlet adamı, şair. Doğduğu yıl tam olarak bilinmemektedir. 10 Eylül 1876’da İstanbul’da yaşama veda etti. Bazı şiirlerini Niğdeli Galip imzası ile kaleme almasından dolayı aslen Niğdeli olduğu anlaşılmaktadır. “Türk Galip” olarak tanınmasının sebebi ise Kastamonu ağzı ile kaleme aldığı şiirlerini Mutâyebât-ı Türkiyye adlı kitapta toplamasıdır.
Erken yaşlarda Maliye Mektupçu Odası’nda çalışmaya başlayan Abdülhalim Galip Paşa, sonraki yıllarda mühürdarlık, mutasarrıflık ve katiplik görevlerinde bulundu. 1852’de paşa oldu. Bir ara Bursa’ya sürülmüş, Amasya mutasarrıflığından sonra İstanbul’a yerleşti.
Eş’arıma giydürüp zemane
Ucube külah-ı Türkiyane
Meydane çıkup eda-yı nevle
Girdim yine bir dasıtane
diyerek şiirde kendisinden önceki şairlerden başka bir yol tutmuş olduğunu belirten Abdülhalim Galip Paşa, aruz ölçüsünü kullanarak Kastamonu köyü ağzı ile şiirler yazdı. Köyü, köyün yaşamını yansıtmayı amaçladığı şiirleri Mutâyebât-ı Türkiyye adlı divanında topladı. Yapıtı taşbasmanı olarak basıldı. (tarihsiz; yeni harflerle 1943).
Açık saçık bir gülmecenin ağır bastığı şiirleri Kastamonu ağzının özelliklerini yansıtması açısından önemli olduğu dile getirildi. Yapıt, Jozsef Thury’nin A Kasztamuni-i törok nyelvijaras adlı çalışmasında da kaynak olmuştur.
ESERLERİ
- Mutâyebât-ı Türkiyye
ESER ÖRNEKLERİ
Mutâyebât-ı Türkiyye’den
Ağşam odada çokluğile yatsuyu gıldık
Yurmuk yeyerek gerdeğe güç halle dıkılduk
Bal şerbeti geldü bir gazan ortaya gondu
Çepçevresinde gökçe sinek denlü yığılduk
Başladı köçekler oyuna çaldu davullar
Ak cinni yudup ganşak olup hem de yıkılduk
Ahret sorusu denlü yamanmuş aman emmi
Çekdü gadu sorguya bizi eyce sıkılduk
Aldu bu gice sorguya Galüb benü Kezban
A.la g.t arasında y…k denlü gısılduk
Yaz geldi şükür bak yine çillendu hüyükler
Fik fik ötüşürler uçuşurlar ibibükler
At eşşeke eşşek ata garman garuş oldu
Gök kubbeyi gumletdiriyor dağda gölükler
Gargur dune benzer eslemez emmi
Gişde otururlar çatur altunda yörükler
Eyan çağurunca helebi varmada gor bak
Halta dakarak boynuna boynuna it denlu sürükler
Gundak burağurda araya eyan ağa hep
Yanguncu gibi sonra döner hem de körükler
Varsun yimesün Niğdelu Galip gara manca
Ağzun dadunu hiç ne bilur öyle hödükler.
KAYNAKÇA: İbnülemin Mahmud Kemâl İnal / Son Asır Türk Şairleri (c. II, 2000), Abdülhalim Galip Paşa, Mutâyebât-ı Türkiyye (haz. Ercüment Muhip), İstanbul 1943; a.e.: Türkçe Eğlencelikler (haz. Filiz Bingölçe), İstanbul 2007; Sicill-i Osmânî, III, 729; T. József, A Kasztamuni-i török nyelvjaras, Budapeşte 1885.