HAYATI
Şair. Asıl adı Mehmet. Priznen’de dünyaya geldiği bilinen Suzi Çelebi’nin doğum tarihi hakkında bilgi yok. 1525’te Priznen’de vefat etmiş ve kendisi tarafından yaptırılan mescidin bahçesine gömülmüştür. Medrese öğreniminden sonra kadılık görevlerinde bulundu. Mihaloğlu Ali Bey ile oğlu Mehmet Bey’in katipliğini yaptı ve onlarla birlikte akınlara katıldı. Priznen’e döndükten sonra burada bir mescit, bir dersane ve Bistrit suyu üzerine bir köprü yaptırdı. Ölümüne dek kendi mescidinde imamlık ve müezzinlik, kendi dersanesinde de öğretmenlik yaptı.
Kaynaklarda usta bir şair olduğu konusunda birleşilen Suzi Çelebi’nin Mihaloğlu Ali Bey’in gazalarını betimleyen Gazavatname’si türünün başarılı örneklerinden biridir. Şiir unsuru zengin, epik bir nitelik taşıyan yapıtı dil özellikleriyle de özgün bir yapıttır. Şiirlerinden örnekler tezkirelerdedir.
ESERLERİ
Gazavatname: Agah Sırrı Levend’in bir incelemesi ile 1956’da basıldı.
Suzi Çelebi’nin şiirlerine tezkirelerde yer almaktadır.
ESER ÖRNEKLERİ
GAZAVATNAME’DEN
Seher vaktinde kim Zal’i zemane
Giyindi vü tonandı Rüstemane
*
Takındı hançerin mirrih-i devran
Kuşandı fığını hurşid-i Rahşan
*
Getürdi asman altunlu sancak
Şafak çekti ufukdan al bayrak
*
Alem çekdi revan ol Şah-ı gazi
Yanınca Kaf-kudret Şah-baz
*
Kadem basdı yola ser-bazlarda
Bu yolda can veren şeh-bazlarla
*
Kızıl bayraklardan aksinden yol ol
Pür oldı ergavan u lale vü gül
*
Çü bayraklar içinde rayet-i zer
Şafakda mihr-i alem-taba benzer
*
Yahud bir servdür tavus-cevlan
Kim olmış lalezar içre hıramdan
*
Sünü bir serv-kad dilberdür elhak
Saçı pürçek yanağı al bayrak
*
Siper tutmuş nigar-ı güz-izara
Çeker şevkıla her gazi kinara
*
Yedildi önlerince ol yedekler
Ki gerdine erişmezdi felekler
*
Örüsi asmanun sebze-zarı
Suvadı aftabun çeşme-sarı
*
Eğerçi fikre olmaz hem-ser eflak
Veli anlara ermez fikr-i çalak
*
Yürür sağ u solında feth ü Nusret
Gider kollu kolında ehl-i şevket
*
Rical-i gayb erüp oldı kafadar
Gerek bu leşkere ol resme dümdar
*
Yedi kat yer hevaye ağsa düzdüz
Bu leşker üzre kondurmaz idi söz
*
Bu feth ü nasr u izz ü devlet ile
Bu kerr ü ferr ü mecd ü şevket ile
*
Tunaya erdiler ol has erenler
Gaza deryasına gavvas erenler
*
Çekildi zevrak ü keşfi kenara
Dizildi cümle her su cuy-bara
*
Zihi keşfi ki hemden rüzgarı
Bu nil-i bahr içinde emri cari
*
Keramet gösterür halka ayan ol
Suya batmaz eder tayy-i mekan ol
*
Gehi lenger ü gâhi sebuk-ruh
Cihana yadgar içün konmuş Nuh
*
Kanat bükdi vü pervaz urdı keşfi
Göz açınca kenara erdi keşfi
*
Kenar idi veli gayet hatar-nak
Olurdı anda her dem zehreler çak
*
Dem ursa ejdeha gibi nehengi
Yudardı merdüm ü bebr ü pelengi
*
Ne bigane bilür ne aşinayı
Aceb kim vasfider kanlı Tunayı
*
Akar şam ü seher seyli şafak-reng
Bu huni bahra benzer k’oldı hem-reng
*
Bu bir sudur ki başdandur hababı
Bu bir cudur ki hun-ı dildür abı
*
Erenler çıkdı fülk-i bad-padan
Sanasın uçdı şahinler yuvadan
*
Yine atlandı ol ashab-ı şevket
Yine arzitdiler eflaka haşmet
*
Gidüp Erdel yolına düşdiler germ
Gaza şevkıle her dil mum-veş nerm
*
Bu yolda hanüman terk eylediler
Ne hanüman ki can terk eylediler
*
Nederler canı canan olmayınca
Nederler hanüman han olmayınca
*
Neder Azra’dan ayru canı Vamık
Neder Didarsuz firdevsi aşık
*
Hicabundur bu ten refit hicabı
Toga dersen ki devlet afitabı
*
Bu tenden tutdı pas ayine-i can
Gider pası görünsün nakş-ı Canan
*
Uçur canı bu cism-i pür hevesden
Halas’et mürg-ı lahutı kafesden
*
Bu yolda yara kurban eylemek can
Yeğ andan kim içesin ab-ı hayvan
*
Nitekim var idi bir merd-i hoş-dil
Fena mülkine bağlamılardı mahmil
*
Hemen yeridi sevdas vü fikri
Hemin dildar idi virdü vü zikri
*
Uçarken murg-ı canı farıgu’l-bal
Yetişdi ana bir gün Hızr-ı hoş-hal
*
Dedi ey vahdet esrarına hemden
Diler misin k’olasın bana hemden
*
Hayat-ı cavidan ü ab-ı hayvan
Benümle bir nefes sohbetdür ey can
*
Ben ol Hızram ki Musadur hicabum
Ana haza firak oldı cevabum
*
Sikender düzdi cur’am şevkına cam
Cihandan teşne-dil ditdi serencam
*
Nihan itdüm cihandan kendüzimi
Ganimat bil ki sen gördün yüzümi
*
Dedi ey Hızr yok karum senünle
Ne güftarum ne bazarum senünle
*
Ki sen nuşeyledün ab-ı hayatı
Ebed bulmağıçün canun hayatı
*
Benüm fikrüm budur peyda vü pinhan
Bu dem kurban olup teslim idem can
*
Bana bu ömr Canansuz gerekmez
Bana bir lahza can ansuz gerekmez
*
Bana ab-ı hayatundan ne derman
Gerek candan dayan uşşaka canan
*
Bu şerbetten bana yokdur müdava
Ki keskin eylemez Ferhanı halva
*
Çü leyli açmıya Mecnuna didar
Çi mahbub- cihan çi nakş-ı divar
*
Zihi sabit-kadem serbaz aşık
Heva-dar-ı kadim ü yar-ı sadık
*
Ki candan geçdi ref’iti hicabın
Ne hızrı aynına oldı ne abın
*
Ne izzet verdi Hak gör ol veliye
Ki istiğna ider Hızr-ı Nebiye
*
Zıhi alem zihi izz ü zihi naz
Bu nazı itmedi Mahmuda Ayaz
*
Ne canun kim geçe sultana naz
Ana mir ü vezir eyler niyazı
*
Kime kim eylerse hâce muhabbet
Kılur kullar ana her gaz izzet
*
Çu yokdur bu söze Suzi nihayet
Yine gel gazilerden ki rivayet
*
Çun ol serverler itdi kat’-ı menzil
İrüp Erdel iline aldılar dil
*
Alındı çün haber dilden kemahi
Bilindi kafirün hal-ı tebah
*
İcazet camını nuş itdi leşker
Taşup derya gibi cuş itdi leşker
*
Revan oldı akar seylab gibi
Yayıldı şu’l-i pertab gibi
*
Yayıldı su-be-su mülk ü diyara
Koyuldı karye vü şehr ü hisara
*
Meğer bayram imiş küffara ol gün
Nice bayram kara dün ü kara gün
*
Tonanmışlar bezenmişler sera-ser
Dirilmiş bir araya made vü ner
*
Kurulmış adetince bezm-i sohbet
Ne bilsünler k’olur anun sonı let
*
İçüp bade ururdı lafı her dün
Görünmezdi gözine zerrece gün
*
Dir idi kaşki gelse bize Türk
Göreydi kaç derinden biçilür kürk
*
Görinür var imiş kafir gözine
Ve ger ne fikrine anun sözine
*
Dahi bu sözde ikem kavm-ı gümrah
Bulut gibi toz ağdı göğe nagah
*
Yetişdi na’ra ra’d ile leşker
Adu oldı serasime sera-ser
*
Ödi sındı çagınun ol sadadan
Çağı divane oldı hüy ü hadan
*
Tağıldı sohbeti niş oldı nuşi
Figan ü naleye döndi huruşi
*
Katıldı aşına zehr-i helahil
Takıldı boynına bend-i selasil
*
Adu bir cam umarken teşne cana
Zamane kanın içdi kana kana
*
Kanından çıkdı her şemşir-i bürran
Bulutdan oynadı san berk-i Rahşan
*
Gözi açdırmayup ol hayl-i muzaffer
Kılıç kaydılar anlara sera-ser
*
Şu denlü akdı hünab-ı şafak-gün
Ki döndi hun ile talab-ı gerdan
*
Götürdi ehl-i küfrün gövdesin kan
Şu resme kim has ü haşaki Umman
*
Kılıçdan kurtulan düşdi kemende
Dizildi ser-beser zencir ü bende
*
Aduye kendü cismi oldı zindan
Fuka’a girdi san div-i Süleyman
*
Aduv gitdi vü ehli kaldı hali
Söyündi an vü anında balı
*
Yine şehbaz erenler açdı minkar
Yine sayditdi yek yek kebk-reftar
*
Hazeran gün yanaklu serv-kaamet
Salındıkça kapanırlar kıyamet
*
Büt-i simin-bedenler can sanemler
Cihan deyrinde candan muhteremler
*
Ganimet bildiler malin adınun
Evin yağmaya verdiler kamunun
*
Harab etdiler anun hanümanın
Çıkardılar kamu genç-i nihanın
*
Zer ü sim ü dür ü yakut u mercan
Münakkaş came vü zer-beht kapdan
*
Güneş batmışdı vü olmışdı ahşam
Yatup ol gece leşker etdi aram
*
Dönüp bunca fütuh u nusretile
Yatişdiler konağa şevkatile
KAYNAKÇA: Tatçı, Mustafa (hzl.) (2003). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri I-II-III. Ankara: Bizim Büro Yay, “Sûzî Çelebi” (1986). Büyük Türk Klâsikleri. C. 3. İstanbul: Ötüken Yay. 235.