HAYATI
Divan şairi. Doğum yeri ve tarihi bilinmeyen Nihani, 1519’da hac için gittiği Hicaz’da yaşama veda etti ve burada gömüldü. Köle olduğu biliniyor. Arnavut asıllıdır. Kim tarafından yetiştirildiği konusunda bilgi yok. Medrese öğreniminden sonra Kazasker Hacı Hasanzade danışmandi ve yine onun yaptırdığı müderrisi oldu. Sonraki yıllarda Üsküp İshakiye, İstanbul Mustafa Paşa medreselerinde de müderrislik yaptı.
Latifi’ye göre Nihani, “Nacak Fazıl” adı ile tanınırmış ve nacak (balta) sözcüğü de köle anlamında kullanılırmış. Elimizde bulunan yapıtlarından dönemin ileri gelen şairlerinden olduğu anlaşılıyor. Mısır’ın fethi için yazdığı “bir mısraı muamma, bir mısraı tarih” olan kaside Yavuz Sultan Selim’in hoşuna gitmiş ve müderrisliğe yükseltilmiştir. Bir beyit:
“Seni bimar edip il derdine timar edenin
Hastası olma sakın afet-i devran ise de”
ESERLERİ
Divan’ı basılmadı. Gazali’nin kitabının çevirisi olan Tercüme-i Minhacü’l Abidin adlı bir yapıtının daha olduğu bilinmektedir.
ESER ÖRNEKLERİ
DİVAN’INDAN
GAZEL I
Sevme şehri güzeli ger meh-i taban ise de
Verme hercaiye dil mihr-i dırahşarı ise de
*
Sana serkeşlik edüp gayrına mail olunun
Geç hevasından eger serv-i hıraman ise de
*
Hara hemden oluban bağrunı pür-hün
Gele bakma yüzine bir gül-i handan ise de
*
Seni bimar edüp el derdine timar edenün
Hastası olma sakın afet-i devran ise de
*
Ey Nihani ruhı her cem’i münevver kılanın
Olma pervanesi ger şem’-i şebistan ise de
GAZEL II
Bildüm ahır cihanı n’olsa gerek
Bağ-ı ömrün baharı solsa gerek
*
Tıfl iken gonce na-reside henüz
Bergini bad-ı serd yolsa gerek
*
Mal u genç ü hazineye doymaz
Gözlerün toprağ ile tolsa gerek
*
Gurre olma inende hüsnüne kim
Reng-i rü kalmayıp bozulsa gerek
*
Akıl isen sonunı fikr et kim
Ey Nihani yarın sorulsa gerek
*
Durma zikr et Nihani Hakk’ı bugün
Erte bir gün tutulsa gerek
GAZEL III
Kaşların yayını kur kim can olur kurban ana
Tir-i gamzen gizle kim hacet degül peykan ana
*
Hey ne yakut-ı müferrihdür leb-i yakuti kim
Her ne yüzden yaraşur derlerse kut-i can ana
*
Hazırum fiğinde cana aşk ile can vermeğe
Kimde var ise ciğer gelsün berü meydan sana
*
Nar-ı aşkta nur olursan yeridür ey dil sana
Kim dedi parpar tutuş pervane gibi yan ana
*
Aşık-ı didar olan neyler kusur-ı cenneti
Yeg dürür bir ravzadan bir kuşe-i viran ana
*
Derd-mend ü hastayuz biçare vü üftadeyüz
Düşmüşüz bir derde kim olur degül derman ana
*
Bir şeh-i meh-peykere oldı Nihani bende kim
Kim geda olmaklığa layık degül sultan ana
GAZEL IV
Tâ kim göreli tal’atunı ey yüzi kamrâ
Irmak gibi çeşmümden akar şâm u seher mâ
*
Em virdi leb-i la’lüne derdine didi merg
Germ olma igen bendeni öldürmege yârâ
*
Ârâ-yı cihândur yüzün ey dil-ber-i cân-keş
Şekk itme ki sensin bana tâc-ı ser-i Dârâ
*
Aradı senün gibi gönül bulmadı bir şûh
Hoş hûr-kad ü verd-had ü zülf ü kaşı yâ
*
Ay yüzlülerün medhi içün şi’rüni sen ay
Yâ nûn u elif hâyile nûn kalbi kıl inşâ
KAYNAKÇA: Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.