HAYATI
1903 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. 16 Mayıs 1983 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Öğrenimine babasının görev yeri olan Bingazi’deki Cizvit Okulu’nda başladı. Kumkapı’da bir Fransız okulu ve Hadıka-i Meşveren Ortaokulu’nda sürdürdüğü orta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nden tamamladı. 1921 yılında Darülbedayi’ye girerek tiyatro çalışmalarına başladı. Almanya’da tiyatro ve müzik öğrenimi gördü. Dönüşünde İstanbul Şehir Tiyatroları’nda aktörlük ve rejisörlük, Devlet Konservatuarı’nda öğretmenlik yaptı. Bir süre gazetecilik, Ankara Radyosu’nda spikerlik ve yayın şefliği görevlerinde bulundu. 1930’lu yıllarda “Bir Millet Uyanıyor” ve “Karım Beni Aldatıyor” filmlerinde oynadı. 1962 yılında emekli oluncaya kadar oyunculukla birlikte konservatuarda hocalık yaptı. Daha sonraki yıllarda Türk Edebiyatçılar Birliği’nin başkanlığını üstlendi ve Metin İlkin’in sahibi olduğu sosyalist edebiyat dergisi Gelecek’in kurucuları arasında yer aldı. Kabri Zincirlikuyu Mezarlığı’ndadır.
Ercümend Behzad Lav’ın ilk şiirleri bir yazar ve şair grubu tarafından çıkarılan Çelenk adlı ortak kitapta yayımlandı. Daha sonra dergilerde yayımladığı şiirlerini S.O.S. adlı kitabında topladı. S.O.S.’te dünya düzenine ve geleneksel olana bir başkaldırı, öfke ve alay vardır. Almanya’da fütürizm, dadaizm ve gerçeküstücülük akımlarını tanıma fırsatı bulan, ancak bu akımlardan hiçbirine bütünü ile bağlanmayan Lav, dadaizmin etkisi ile şiirlerinde biçime çok önem verdi, alışılmış şiir kalıplarının dışına çıktı. Fütürizmin etkisi ile sözcüklerin, seslerin kullanılışını ve ritmi ön plana çıkardı, ölçü ve uyağa karşı çıktı. Gerçeküstücülük akımının etkisiyle, şiirde anlamın okurun çağrışımları ile tanımlanabileceğini savundu. Bütün bunlar eski kuşak şairler tarafından eleştirildi. İlk yayımlandığı dönemin şiir anlayışlarına ters düştüğü için suçlanan S.O.S’in ikinci baskısı 1965 yılında dinsel, kutsal inançları aşağılama savı ile toplatıldı.
1934 yılında Kaos kitabında çağdışı kuramlarla alayı ve sömürüye karşı çıkışını sürdürdü, uzay çağının getirmiş olduğu karmaşayı sergiledi. S.O.S. ve Kaos’ta gerçek dünyayı bütün katı ve soğuk yönleri ile sergileyen Ercümend Behzad Lav, 1940’da Açık Kilidim Açıl ile bir masal dünyasına yöneldi, çocukluğun masalsı günleri, aşk, doğa gibi temaları işledi. Doğan Hızlan Açıl Kilidim Açıl’daki şiirlerin ortak özelliğinin fantezi olduğunu söyler ve bazı şiirlerde fütürist etkiden söz eder. Lav, 1950-62 yılları arasında kaleme aldığı şiirleri topladığı Mau Mau’da Afrika insanın emperyalist devletlerce sömürülmesini ve bu insanların bağımsızlık mücadelelerini anlattı. 1964’te yayımlanan Üç Anadolu adlı eserinde 13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla uzanan bir Anadolu destanıdır. Moğol istilası ile başlayan savaşlar, Osmanlı Devleti’nin yıkılışı ve Kurtuluş Savaşı, uzay çağını yakalama yarışı gibi geniş bir zaman dilimine yayılan kitapta her dönem kendi diliyle anlatmıştır. Bu nedenle bu kitapta eski Anadolu Türkçesi, Osmanlı Türkçesi ve çeşitli söyleyişlere yer verilmiştir.
Ercümend Behzad Lav şiirlerinin yanı sıra iki de tiyatro oyunu kaleme aldı. 1940’da Karagöz Stepte adlı oyunda Cumhuriyet rejimi ve öncesi karşılaştırılır. Yazarın deyimi ile “Putlar soytarısı Asur Banipal’in somurtluk güldürüsü” olan Altın Gazap’ta ise geçmişe ve geleceğe göndermeler ile çağın eleştiriş yapılır. Şiirlerinde geleneğe karşı çıkan şair, oyunlarında geleneksel Türk tiyatrosunun bazı öğelerini kullanır.
Ahmet Oktay, Ercümend Behzad Lav hakkında: “Ercümend Behzad’ın bence asıl önem taşıyan ilk üç kitabında imgeci bir kimlik egemendir. Gerçeküstücü imgeleme çok yakın durmaktadır Lav: ‘Bir kuduz kedi kurmuş sokakta aya pusu’, ‘yosun dişlerinde ağaç kabukları’, ‘uyur gözünde kafatasının firavun böceği’ / ‘Gece kan tüter şehir / Açılır boy salar Ay’da mumyalar çiçeği’ gibi dizeler yeterli bir düşünce vermektedir. Ercümend Behzad’ın imgesel düzeyi, geleneksel şiirin kullandığı benzetme, eğretileme ve düzdeğişmece gibi yazınsal sanatlar içinde görülemez elbet” değerlendirmesini yapar.
Eserleri Bütün Eserler (haz: Doğan Hızlan, İst.; Yapı Kredi, 1996) adlı kitapta toplanmıştır.
ESERLERİ
Şiir:
- Çelenk (ortak, 1920)
- S.O.S. (1931)
- Kaos (1934)
- Açıl Kilidim Açıl (1940)
- Mau Mau (1962)
- Üç Anadolu (1964)
- Bütün Eserleri (haz. Doğan Hızlan, 2005).
Oyun:
- Karagöz Stepte (1960)
- Altın Gazap (1971)
ESER ÖRNEKLERİ
ERCÜMENT BEHZAT LAV ŞİİRLERİ
PARSIN ÖLÜMÜ
Müjde müjde
Bakır kıçlı maymunlara müjde… İşte
Pars balçık tarlasında, tuzakta
Av, uzakta
Ağaçta… Maymunun korkusu geçti
Kuyruğunu bir dala
Takıp sarktı
Aptala
Hınçlı hınçlı baktı
Başladı muzlar, sakallı cevizlerle huryaaa
………Hasmını kurşunlamağa
-“Babalık;
Bataklık
………Nasıl? Hımmm”
Ağzı köpüklü parsın; sırtında kuşlar
Benekli sofra kurmuşlar
Kambur gagalar
Gagaladılar
Besli kaburgalarını
Eşini kaybeden dişi
Vahşi vahşi
Haykırdı uzaklardan
Kangallı salıncak safaları bir an durakladı
Pars, can zruyla bir atmacayı hakladı
Maymunlar, sükûtu kokladılar
………..”Vırak vırak
………..İmdat…”
Dallarda çatırdılar… Bakır
Kıçlı salkımlar döküldüler sapır sapır
Kancık
Balçık
Maumun avı-bir maymun
………..Pars karanlık ormana baktı soludu
………..Yanı başından bir çamur kurdu
………..Kaydı, kayboldu…Kuyruk çarptığı,
Kavuklarından ceylan yavrularını kaptığı
Budaklı, buruşuk gövdeler; tembel tembel
Esniyorlardı.
Hey gidi kaplan
gergedan
Savaşları
……………Ağaçları
……………Kökünden oynatan cümbüşler… Mert, acar düşmanlar
Keşke bir gergedanın boynuzunda can verseydi
Kuş, maymun, pars
Kulaklarında yam yam naraları
Oyluklarında dişinin mırıltısı
Sırtında kara kuşlar atmacalar
Ve tepeden boşanan sakallı ceviz yağmuru
……………Kahraman koca
…………….. Bir atmaca
………………….Gagasında yem
Başını hızla arkaya attı
Üşüştüler gagalar gözbebeklerine
Tkır takır… takır takır
Ve… Bitti maymun avı
Müjde müjde
Bakır
Kıçlı maymunlara müjde
Aptal
Parstan kurtuldu sakallı orman halkı
Haydi varsın
Başlasın
Kangal kangal
Baobap okaliptus dallarında salıncak sefaları
HASTA ADAM
…
Tıkamış fabrika malları kervan yollarını
Frenk mataıdır Memiş’in poturu şalvarı gayrı
Örümcek ağları kaplar hanları kervansarayları
Çekilir sipahilerin atları kantarmasız ahıra
Toprak angaryasında gene kul tayfası reaya
Çıkmaza girmiştir Boğazlar işi
İngiltere devlet-i fahimesi
Çar ve Napolyon hazretleriyle Mecid Efendimiz
Boy gösterirler Karadeniz’de satvet-ü şevketle pupa yelken
“Sivastapol’un önünde yatan gemiler
Atar da nizam topunu yer gök iniler”ken
İmparatorluklar madik atarlar birbirlerine
Alır İngiliz altını kıt’anın güdümünü üzerine
Diriltemez Hasta Adam·ı Nizam-ı Cedid ve Tanzimat-ı Hayriyye
Seine kıyılarında hürriyet kavgalarına katılan Şinasi
Tutulur ihtilal hummasına Asitane’de
Bir han odasında açar ölüme gözlerini
KAYNAKÇA: Ergun, III, 1307-1309; R. A. Sevengil, “Sanatkârlarımızın Hayatı: Ercümend Behzad”, Büyük Gazete, 19 Nisan 1928; Necatigil, İsimler, 241-242; Nebioğlu, 432; Kurdakul, Sözlük, 259; “Kendi Kaleminden Ercümend Behzad Lav”, Günümüzde Kitaplar, Haziran 1984; D. Hızlan, “Genç Şairlerin Dilde Yarattıkları Başıboşluğun Karşısındayım” (söyleşi), Gösteri, S. 30 (Mayıs 1983); ay, “Araya Sıkışan Şair: Ercüment Behzad Lav”, Nar, Mayıs-Haziran, 1995; E. Demirkan, “Ercümend Behzad Lav (Hayatı, Sanatı, Eserleri)”, Hacettepe Üni., yayımlanmamış yüksek lisans tezi, 1996; E. B. Lâv, Bütün Eserleri, (haz. D. Hızlan) İst., 1996.